tag:blogger.com,1999:blog-3342530335435605234.post7048482803567208456..comments2023-06-05T14:52:18.916+03:00Comments on Rengarenk ve Siyah: Öykü (4. mektup)Rengarenk ve Siyahhttp://www.blogger.com/profile/03957448547876878903noreply@blogger.comBlogger2125tag:blogger.com,1999:blog-3342530335435605234.post-14036552701950358742010-10-07T15:14:12.368+03:002010-10-07T15:14:12.368+03:00Sevgili Z,
Mektubunu az önce aldım, ne güzel bir ...Sevgili Z,<br /><br />Mektubunu az önce aldım, ne güzel bir süpriz. <br /><br />Ordayken kendimi, karıncalara benzetirdim. Sürekli yapması gereken bir şeyleri olan, dizi dizi koşturan, kafasına bir şey düşmesin diye gökyüzüne anlık bakışlar atan, büyük binaların, kalabalığın ve karmaşanın içinde kendi küçük dünyasını korumaya çalışan, bir kara karınca...<br /><br />Sokakları görmeyi, sokakta olmayı, sokağın gün içinde değişen hallerini, sokakta yürürken karşına çıkan bir tanıdıkla sohbet etmeyi, sokak kapısının önüne minder atıp oturmayı... yeniden öğreniyorum burda.<br /><br />Bu defa bir başıma burdayım,ama bir gün birbirini kesen sokaklarında oturacağımızın hayalini kuruyorum. Ada'nın üniversiteden geldiği haftasonlarından birinde, evin bahçesine kurduğumuz uzun masada toplanıp, kahvaltı yapmayı; ya da bir sebebe gerek duyulmadan hazırlanan mezeli akşam yemeklerinde zamanı umursamadan konuşmayı/susmayı/gülmeyi/anmayı...<br /><br />Burdaki kütüphaneyi görseniz çok severdiniz, hepiniz. Sahafta aradığınız kitaplar varsa, haber verin, mutlaka kütüphanede vardır, yoksa bile E. (kütüphanecimiz) mutlaka bulur. Ha, bir de, yeni kitap istemiyor ama eski kitaplardan -1970 öncesi- yollarsanız, çok mutlu olacağını düşünüyorum.<br /><br />Yine yaz olur mu? A ile aynı şehirdesiniz ama sanırım benim mektubum onu daha önce görecektir. Mutlaka selamını iletirim.Rengarenk ve Siyahhttps://www.blogger.com/profile/03957448547876878903noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3342530335435605234.post-54895656771432593322010-10-07T09:10:39.136+03:002010-10-07T09:10:39.136+03:00sevgili n,
yazdıklarını okuduktan sonra herşey öyl...sevgili n,<br />yazdıklarını okuduktan sonra herşey öylesine tanıdık geldi ki, dayanamayıp mektubunu üzerime alındım. Keşke dedim, bir koca kentin uzak mahallelerinde değil de, birbirini kesen sokaklarından birinde otursaydık. arada bizim mahalle kütüphanesinin kapısında veya raflarının arasında karşılaşırdık. senin gaz sobasının başında oturup, küçük camın ardında mavi ışıklarla yanan gazı seyrederdik... hatta sahildeki küçük salaş meyhanede buluşup bizim prenses ada’yla taş sektirip, seninle birer kadeh rakımızı içerdik, yanında peynir ve son günlerini yaşayan kavunla... hiçlik, ölüm ve hüzün dilimizin ucunda olurdu ama sözcüklerimiz sakınırdı bunlara değinmeye. hafif üşüten sonbahar rüzgarı ve atıştıran yağmurla, denizde seken taşlar gibi oyuna devam ederdik.<br /><br />araya girdiğim için beni bağışla. a'ya sevgiler,<br /><br />z.Zelda Capulethttps://www.blogger.com/profile/11248023822150376690noreply@blogger.com