
Bilginin kulaktan kulağa aktarıldığı dönemler çoktan geçti, yavaş yavaş basılı medya aracılığı ile aktarıldığı dönemleri de geride bırakıyoruz. Artık dünyanın bir yerinde olan, elektronik medya sayesinde nerdeyse anında tüm dünyaya yayılıyor. Bu ise bireye bir taraftan birleşerek/ değiştirerek/tepki göstererek/yandaş olarak veya karşı durarak olan biteni etkileme gücü verirken; diğer taraftan da tamamını elemeye/algılamaya fırsat bulamadığı bilgi akışı karşısında olan bitene duyarsızlaştırıyor.
Evet atmış beş yıldır dünya savaşı olmuyor. Peki bu sürede, dünyanın bir yerinde iç savaş olmadan, iki ülke savaşmadan bir yıl geçirdik mi? İnsanların savaş alanında çekilen fotoğraf karelerini görüp irkildiği günlerden, savaş fotoğraflarını zapladığımız günlere ne zaman geçtik? Akıl ve ruh sağlığımızı korumak için, içimizde ölmesinden korktuğumuz yaşam ümidimiz için mi başımızı öbür tarafa çeviriyoruz? Rahat bir soluk alıp, hayal etmemize fırsat vermeyen karmaşadan mı yorulduk? Evet, politikacıların, çözülebilecek olayları karmaşıklaştırdığını görmekten, en basit konularda polemiğe girmelerinden, çözümsüz konuları görmezden gelip altında ezilmemizi seyretmek için kenara çekilmelerinden, adına derin devlet/mafya/ ordu/ hükümet dediğimiz egemen güçlerin dünyanın her yerinde hırs ve çıkar içinde ölümlerden/ silahlardan para kazanmalarından, yorulduk. Bir tarafta seçimle de gelse seçmeni tebası sanan politikacılar, öte tarafta teknoloji gelişirken gözardı ettiğimiz ama artık sesini doğal felaketlerle duyuran dengesi kaçmış doğa.. Ve hepsinin karşısında, dünyayı değiştirmeye tek başına gücü yetmeyen, ama bir araya gelmeyi de unutmuş, belki de hiç öğrenmemiş insanlar. Güçün ezdiği ama güç kendisine geçince de ezmeye hazır ezilenler. Ve karmaşanın içinde ne yapacağını bilmeden arafta bekleyenler.
Ah! Ülkemde yıllardır süren “hafif yoğunluklu savaş”ta ölenler. Ah! Ekonomik krizlerin ve sermayenin gücünün altında ezilerek yaşamı asgari de sürdürenler. Ah! Yaşam enerjisini kaybetmenin sınırında çırpınan insancıklar. Ah! Yaşadığı hayatı başkalarının kontrolüne veren biz. Ah! Gördüklerinden yorgun ruhlarımız.
Korkuyorum. Bir gün, kafamı çevirdikçe parça parça kaybettiğim insanlığımın, hepten tükenmesinden korkuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder