11 Mart 2011 Cuma

kar ve müzik    

Nihayet site için sade bir web sayfası hazırladım, deneye yanıla, video forum el kitabı derken Joomla’yı da az buçuk çözdüm. Tam “Oh! Sonunda bitti” diye düşünürken, henüz yolun yarısında olduğum dank etti. Efendim iş siteyi toparlamakla bitmiyormuş, bunu bir yerde yayınlamak için önce birkaç program indirmeli, onların ne işe yaradığını anlamalı ve bu programları kullanarak FTP ile yayınlayacağım siteye aktarmalıymışım. Allah’ım! Bir yandan anlamadığım bir dili çözme telaşı, bir yandan kafama üşüşen paranoyak sorular: bunları hallettim diyelim bilgisayara bir şey olursa her şey yine baştan mı başlayacak, birkaç bilgisayara mı kaydetmeli acaba, bu indirdiğim ara programların doğru sürümler olduğunu nasıl anlayacağım vs vs. En iyi vazgeçmek belki de, nasılsa blogger açılır olmadı wordpress’den devam ederim, ne diye inatlaşıyorum ki?

Bazen aklınızla bildiğiniz şeyi, damarlarınızda, beyninizin her kıvrımında hatta nerdeyse tüm bedeninizde hissettiğiniz olur mu sizinde? Şöyle içinizi titreten, ürperten, şiddeti duruma göre değişen bir his...  Bir kaç sene önce, Anadolu yakasından Avrupa’ya geçiyordum. Tam Boğaz köprüsünün üstünde, trafiğin sıkışıklığında dalmış, boğazı, güneşin sudaki aksini, martıları seyrediyordum. O gün ürpertiyle hissettiğim “yerçekimi kuvvetinin” muhteşemliğiydi. Anlamadığım web tasarım dünyasında geçen iki haftanın sonunda, dün akşam ürpererek hissettiğimse “bilginin değeri”ydi.  

Kendimi dilsiz hissediyorum. Hani kabuslar olur ya birileri konuşuyordur ama ne dediğini anlamazsınız, kaybolmuşsunuzdur ve anlamadığınız sesler çıkaran insanlar size yol tarif ediyordur. Tedirginlik, hiddet, acı, inat... Bugün nasıl olduysa cep telefonundan bloğa girebildim. Bu yazılar e-maille cep telefonuna gönderilip, ordan bloğa yükleniyor. Yazmak ve yazdıklarımı paylaşmak konuşundaki inadıma da şaşırıyorum. Hep denir ya insan sınırlarına gelince kendisiyle karşılaşır diye, ben de bu sınırda başka bir halimle tanıştım.

Günü muteşem bir klasik müzik dinletisiyle bitirdim. CKM’deki dinletilerin ücreti bir sinema bileti parasından daha ucuz, yine de salonun üçte biri doluydu. Oysa çok zaman olmuştu böyle güzel keman solo dinlemeyeli. Öğrenilen bir şeyin ya da üretilen bir bilginin insandan insana aktarılarak gelişmesi ne muhteşem! Piyanonun tuşları, kemanın teli, notalar, parmaklar, çalanın bedenindeki tutku, dinleyenin ruhundaki akis, müziği yaratanın varlığı, evrende eriyip kayboluşumuz birlikte ve tek tek...

Bir buçuk saatlik arınmanın ardından usul usul yağan karda yürümek ve tüm öfkemi bir süreliğine unutmak. Dağda kar kalkarken açan sarıçiğdemleri ve baharda bahçeleri kırları kaplayan mavi mine çiçeklerini hatırlamak. Güzelsin hayat!

“Benim onları gördüğüm şekliyle yaratıcı insanlar, klasik Yunanlıların kullandığı terimi ödünç alacak olursam, “tanrısal delirme” ödülü uğruna güvenceden yoksun kalma, duyarlık ve savunmazlık cinsinden yüksek bir bedeli ödeyerek, kaygıyla(*) yaşayabiliyor olmalarıyla ayırt ediliyorlar. Yokluktan kaçmadan, onunla karşılaşarak ve güreşerek, onu, varlığı üretmeye zorluyorlar. Sessizliği bir müzik yanıtı için tıklatmaktalar; onu anlama zorlayabilene dek anlamsızlığın peşindeler.” Yaratma Cesareti, Rollo May (Metis Yayınları)
 
Kaygı(*): Kişinin “kendisi”ni özgürlük olarak kavraması; insanın geçmişi ve geleceği arasındayken, kendisini, kendisiyle hiçlik arasında bir kayma olarak yakalaması, anlaması, bu yüzden de kendisinin sürekli olarak seçme zorunluluğu içinde bulması, bu seçiş anını anlamlı kılacak değerlerin geçerliliğini garantileyecek hiçbir şey olmaması. Kierkegaard da, kaygıyı, insanın özgürlüğü karşısında bir baş dönmesi, göz kamaşması olarak niteler.” Yaratma Cesareti kitabı, çevirmenin (Alper Oysal) notu

 
Konser Programı:

Keman: Atilla Aldemir
Piyano: Cana Gürmen
 
J. Brahms. Piyano-Viyola Sonatı Op.120 No.1 / Macar Dansı No.1 Re minör
F. Kreiser: Caprise Viennoise
H. Vieuxtemps : Elegie
P. I. Tchaikovsky: Valse-Scherzo

Not: Yazıyı cep telefonumdan yükleyeceğim için konser programından müzik veya görsel ekleyemiyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder