9 Şubat 2011 Çarşamba

“Gül düşünürsen gülistan olursun”

Sevgili Okuyucular
Bloğumuz taşınmıştır. Yeni yazılara http://www.rengarenkvesiyah.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Görüşmek üzere..







“Hiçbir zaman dertsiz kalmadı gönlüm
Bir çift gözden, bir yapraktan, bir kuştan.”*

Bugün, bir farkındalık eğitim videosunda, gezegeni yürüyerek dolaşan adam John Francis’le tanıştım.1971 de Standard petrol firmasının iki tankerinin San Francisco körfezinde çarpışması büyük bir çevre kirliliğine sebep olur. Bu, 25 yaşındaki John Francis için de bir kırılma noktasıdır. Petrol yakıtı tüketen araçları kullanmayı bırakır; 22 yıl boyunca, çevreye saygı ve sorumluluk mesajıyla, yürüyerek ve yelken açarak, güney ve kuzey Amerika’yı dolaşır. 1973 yılında, 17 yıl sürecek gönüllü sessizliği seçer. 1990 yılına kadar tek kelime konuşmaz; yürür, dinler ve farklı eyaletlerde üç üniversite bitirir. 1991 yılında Birleşmiş Milletler Francis’i çevre elçisi seçer.

John Francis’in web sitesi : http://www.planetwalker.org/
Kurucusu olduğu “The Planet Walk” organizasyonunun web sitesi : http://www.planetwalk.org/

“Daima daha taze, daima yeni baştan
Turnam bir gün bırakmayacağım peşini,
Sen nereye, ben oraya, adım adım
İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım”*

İstanbul’da karsız, güneşli bir kış geçiriyoruz. Yıllardır, bilim insanları küresel ısınma ve fosil yakıtların sebep olduğu doğa kirliliğini anlatmaktan yoruldu. Ama tüketimin zevkine varmış insanlar olarak, duymaya ve durmaya niyetimiz yok görünüyor. Kendi adıma su, elektrik ve doğalgaz israfına dikkat etmek ve atıkları ayırıp geri dönüşüm kutularına atmaktan öte bir şey yapmıyorum. Etrafındaki geniş bir alanı külle kaplayan termik santralleri, filtresiz arıtma tesissiz fabrikaları, denize boşaltılan atıkları, suları kirleten kimyasalları, fosil yakıtlardan yayılan sera gazlarını, kesilen ağaçları, kirlenen suları duyup, yaşamaya devam etmek. Çevremizde olan biten pek çok şeyi, şiddeti, yolsuzluğu, acıyı, yok oluşu bilip hiçbir şey yokmuş gibi gözlerimizi kapamak, kendimizi günlük rutine bırakmak. Bilincin bazı şeylere kendini kapattığı, yarı uyur gezerlik hali...Oysa hiçbir şey, sırf biz yok saydık diye yok olmuyor. Gündelik rutinler içinde geçen bir hayattan geriye ne kalır, ne kalsın isteriz? Bunu düşünmeliyiz. Bu hayatta durduğumuz yer neresi? Yok etmenin ve şiddetin mi yanındayız; yoksa var etmenin ve sevginin mi? Karar vermeliyiz. Sonrada gözlerimizdeki perdeyi kaldırıp, kulaklarımızı seslere açıp, uyur gezer halde rutinimiz içinde salınıp durmaktan vazgeçmeli, etrafımızda olan biteni algılamalıyız.

“Gül düşünürsen gülistan olursun, diken düşünürsen dikenlik olursun”**

*Turnam Birgün Bırakmayacağım, Turgut Uyar
** Mevlana
Görsel: Google Image


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder