21 Ekim 2010 Perşembe

kıvrıl bir köşeye hadi, uyu…

“Sonbahar geldi. Ruh halimin, en dip ve en tepe noktalara yolculuk ettiği; anlık değişimlerin aklımı, duygularımı silkelediği, dengesizliğimin mevsimi, hoşgeldin!” diye karşılamışım sonbaharı, 17 Eylül’de yazdığım blog yazısında…

Dün akşam keyfim yerinde, enerjik, mutlu mesut girdim yatağa… Ve, hani yataktan kalkmak için merasimin bile kâr etmediği, telefonun uyandırma alarmının en az on kez ertelendiği, “Allah’ım bıraksınlar beni, ilkbahara kadar uyumak istiyorum” diye yalvarılan, kıvrılıp yatmak dışında herşeyin anlamsız geldiği, zorunluluklara ve sorumluluklara en kibarından, en tumturaklısına küfürler saydırılan sabahlardan birine uyandım. Aman, efendim, hoş geldiniz ruhun dip halleri sabahına! Umuyoruz bizim sizi özlediğimiz kadar siz de bizi özlemişsinizdir. Hayır mı? Ama kalbimizi kırıyorsunuz. Siz de biliyorsunuz ki kırık kalp ne sahibinin ne de başkasının işine yarar.

Uyu, uyu, uyu…

Güne yayılan, uyku ağırı sabahlardır bunlar... Kafamın dışında olup biten herşey aslında rüyada yaşanıyordur. Anlamsız sözler, uğultulu konuşmalar, bir türlü anlamına varılamadan okunan cümleler… Kendimi, pamuk prensesin üveyannesi çirkin cadı kadar suratsız hissederim, o yüzden az konuşur, az dinlerim. Yormayın kendinizi konuşmak için, biz ne güne duruyoruz? Siz ruhun dip halleri sabahının keyfini çıkartırken, elbette, seve seve konuşuruz sizin yerinize.

               kıvrıl bir köşeye hadi, uyu…

Sabah kahvaltısında, aç gözlülük etmeme karamı bozup, 3 dilim kızarmış ekmekle yarım simiti nutellaya bulaya bulaya yedim. Ve maalesef, rüyada yenen çikolatanın mutluluk vermediğini, rüyada içilen bardak bardak çayın da insanı uyandırmaya yetmediğini öğrendim. Efendim, her sabah zihni açık dolaşmaktan sıkılmadınız mı Allah aşkına? Bir sabahcık da rüyanın gerçeğine bıraksanız kendinizi. Rica ediyorum, ısrar ediyorum, aaa ama kızıyorum, içmeyin şu çayları boş yere.

               Vücudunda bir ağırlık,
                    göz kapaklarını kapat, uyu…

Öğle yemeğinin üstüne, kendime yeşil çay hazırladım. Fas’ın çayhanelerinde içtiğim gibi, bir kaç dal taze nane, bir dilim limon, bir küp şeker, bir tutam yeşil çay… Her yudumda mis gibi nane kokusu, limon aroması, Fas sokakları… Gördünüz ya böyle sabahların keyfi burda, rüyanın gerçeğinde mekan ve zaman sınırımız yok. Önünüzdeki adamı takip ediniz efendim. Evet, evet, bordo-deve tüyü rengi, dikine çizgili cellabesi olan… Telaşeye gerek yok, aynen onun gibi, aheste adımlarla takip ediniz.

Cellabeli adamın sırtı dönük,
elinde tuttuğu kandili sallıyor,
yavaş yavaş,
uyu,
uyu,
u-yu…

Az once, Barcelona’da tanıştığım Brezilyalı arkadaşımından, e-posta geldi. Kasımın sonunda, sevgilisiyle üç aylığına asyaya gideceğini haber veriyor. Uyumak istiyorum. Kendimi bağladığım bu sandalyeden, bilgisayardan, mesaiden kaçmak istiyorum. Efendim, balkabağı ve dört tane besili fare hazır, perinin gelmesini bekliyoruz. Aslında geçikmek gibi bir adeti yoktur ama … Beklerken biraz daha uyumak ister misiniz? Tamam, siz kıvrılın sandalyenize, ben üstünüzü örterim bu pelerinle. Siz bunları düşünmeyin, kesinlikle görünmez olacaksınız pelerinin altında. Nerde kaldı bu peri, fareler huysuzlanmaya başladılar. Yok, yok size demedim, siz bırakın kendinizi uykuya.

     Dört atlı peril pırıl bir araba,
                nereye istesem götürürmüş beni, öyle dedi peri.
                                Peri öyle dedi.
                                Peri uyu dedi.
                                           uyu,peri,uyu
                                Peri…

2 yorum:

  1. Bu yazinin genel olarak duygusu, aktarim dilinin sadeligini cok etkileyici buldum. Yazinin sicakligi ise tam da yatak sicakligi. Bazi ifadeleri ilham verici buldum, hangileri mi: "...hosgeldiniz ruhun dip halleri sabahina..", "ruyada yenen cikolata mutluluk vermedig,..cayir uyandirmadigi...",
    Keza bazi tespitleri de basucuma koydum: "...kirik kalp ne sahibinin ne de baskasinin isine yarar..". Seyahatname icin oneri; Fas'la ilgili bu yazida yazilan paragraf gibi olacaksa sahane olur. Yazi icin sagol, Nurdan

    YanıtlaSil
  2. Yüreklendirici yorumlar için çok teşekkür ederim. Umarım aynı keyifte okumaya devam edersiniz :)

    YanıtlaSil