23 Aralık 2010 Perşembe

kafada taşıma işi

Etraftan, filmlerden, dizilerden kulağımıza çalınan, şöyle bir okuyup geçtiğimiz, farkına varmadan beynimizin kıvrımları arasına sızan, pek çok kalıp cümle var. Genelde soyut kavramlar üstüne, iddialı, önümüzde ufuklar açmaya hevesli, söyledikleri havada kalan cümleler bunlar. Arka arkaya yazınca bir bütünlük değil, kafa karışıklığı çıkıyor ortaya. (Biliyorsunuz, tatlı baş ağrıları sırasında bu kırıntı cümleleri, tırnak törpüsünün ucuyla, karıncadan küçük cücelere temizletmek kafa karışıklıklarımızı azartır. Bakınız bu blogdaki “kendinizi seviniz” yazısı. Mesela nedir bu cümleler? İlk aklıma gelenleri sıralayayım.

“Etrafındaki evreni sen kurarsın.”
“İnsan evrenle bir bütündür, ona rağmen bir şey yapamaz.”
“Sen istemezsen kimse seni üzemez, kızdıramaz.”
“Hayat bizim kontrolumuzun dışında akıp gider.”
“Arkadaşlar bizim seçtiğimiz kardeşlerimizdir.”
“Aile herşeydir.”
“Herkes seçimlerine göre yaşar.”
“Tek başına birşey yapamazsın.”
“Hayal et, gerçekleşsin.”
“Sadece hayal etmek yetmez, harekete de geçmelisin.”

Belki bir kurgunun, bir düşünce bütününün içinde, slogan cümleler olmaktan çıkıp, aklımızda evirip çevirmeye değer hale gelebilirler. Ya tek başlarına? Sabah uyanınca ruh haline, üstündeki kıyafetin rengine göre seç birini, tüm gün taşı kafanda. Tıpkı, geçerken duyduğumuz bir şarkının dilimize takılıp, akşama kadar kafamızın içinde çalıp durması gibi.

Ben de bu sabah, “Sen istemezsen kimse seni üzemez, kızdıramaz.” ve “Hayal et, gerçekleşsin.” cümlelerini taktım kafama. Bu kafada taşıma işi, başlaması ve bitmesi nerdeyse kontrolümüzün dışında bir durum olduğundan, kendimi şarkının ritmine, düşüncenin absürdlüğüne bırakıyorum. Bir taraftan konuştuğum herkese karşı gardımı almış bir şekilde, istemiyorum üzemeyeceksin beni surat ifadesiyle bön bön bakıyorum; diğer taraftan da etrafta çalıp duran yeni yıl cıngılları eşliğinde 2011’den beklediklerim, hayallerim listesi yapıyorum. Mesut bir karmaşıklık içindeyim kısacası. Neyse ki hava kapalı ve yağmurlu, değilse pencereyi açıp kanat çırparak ofisten uzaklaşmam an meselesi.

2011 hayaller listemden bir kaç hayali paylaşayım: Sadece düşünerek bir yerden bir yere gidebilmek (makinasız ışınlama :), canımın istediği günlerde işe gitmek ve asla para sıkıntısı çekmemek, Javier Bardem’in İspanya’dan kalkıp, rüyamda seni gördüm, pek de aşığım sev beni diye kapıma gelmesi.

Kafamda çalıp duran şarkı mı? Ha ha ne güzel kareler, gözüm kara kalmadı yara, oldum renga rengarenk... Çık çıkı çık çıkı  http://fizy.com/#s/1k0f02





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder