1 Aralık 2010 Çarşamba

“Bazı Sesler” İkinci Katta

“Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz./ … / Delirdim, kafama elektrik verdiniz./…/Ben bütün bunların dışındayım.” *

Sevgili Okuyucular,
Blogum bugün itibariyle www.rengarenkvesiyah.com adresine taşınmıştır. Yazılarımı yeni adresten yayınlamaya devam edeceğim.
Yeni yerimizde görüşmek üzere



Var olan düzene uymak, kuralları kabul edip normal olmak, kafamızın içindeki sesleri duymamak/duymazdan gelmek/susturmak, böylece toplum dediğimiz kalabalığın içine kabul edilmek, üstümüze kilit vurulmadan dolaşabilmek. Ya kafamızın içindeki sesler susturmaya çalıştıkça artıyorsa? Ömür dediğimiz o bitip tükenmez zamanı aynı rutin ve dört duvar arasında, başkalarının seslerimizle uğraşmasına teslim olarak geçirmek; haplara, iğnelere ve hayattan uzaklaştırılmaya boyun eğmek… Karşı çıksak, seslerle, duvarların dışında bir hayatı sürdürmek mümkün değil mi gerçekten? Peki, sevdiğimiz biri, kardeşimiz mesela, kafasının içinde bu seslerle yaşamaya çalışıyorsa? Kuralları kabul etmiş biz, düzeni anlamayan, başka dünyalar kurmaya çalışan kardeşimiz… Nedir aile olmak? Peki, kafamızın içinde bazı sesler duyuyorsak aşık olamaz mıyız?

“Some Voices / Bazı Sesler”, 1967 doğumlu İngiliz oyun yazarı Joe Penhall’ın ilk uzun oyunuymuş. 1994’de ilk gösterimi Royal Court Theatre'da yapılan oyunla yazar John Whiting ödülünü de kazanmış.

Dün akşam, biz otuz kişi, “ikinci katta”, Ray, Pete, Laura, Ray’in akıl hastanesinden arkadaşı,Laura’nın sevgiyi şiddetle karıştıran sevgilisi buluştuk; onların kafalarından geçene, hayatlarında olup bitene bir karış uzaktan seyirci olduk; bunları ve daha fazlasını konuştuk, düşündük. Bazı sesler duyduk, “Bazı Sesleri” seyrettik.

Tiyatro 0.2’yi oluşturan herkesin, tiyatroya değer verdiği, yaptığı işi gerçekten sevdiği o kadar belli ki... Oyunla ilgili her küçük detay düşünülmüş, mesela biletler, sıradan bir kağıt değil, güzel bir kitap ayracı şeklinde. Tiyatroyu ve oyunları seven, genç, enerji dolu, amatör ruhlu profesyonel bir topluluk Tiyatro 0.2…

“Bazı Sesler” sahneleri kısa, dolayısıyla giriş çıkışı çok bir oyun. Ama biten sahnenin oyuncularının sağdaki kapıdan çıkarken, başlayacak sahnenin oyuncularının soldaki kapıdan girişi; seyircinin algısında bitiş ve başlangıçları bir ritme sokarak, izleme rahatlığı sağlıyor. Böylece, dekorun sadeliğinin, izleyici sandalyelerinin sahnenin içinde oluşunun da etkisiyle; dikkatiniz dağılmadan, oyunun içinde kalıyorsunuz.

Oyuncuları ve oyunculuklarını tanımlamak için doğru kelimeyi bulmakta zorlanıyorum. Doğal, yetenekli, bir ruh halinden diğerine dakikalar kadar kısa sürede geçebilen; sesleri, bakışları, beden dilleri ve mimikleriyle bütün; şiddet sahnelerinde gerçekten sert, canı yandı kesin dediğimde bile yüzünde rolü dışında, hissettiği fiziksel acıya ait bir işaret göremediğim; göze batan bir iğretilikle değil de, izleyene dikizleme hissi yaşatan doğallıkta öpüşen, soyunan, tokat atan, küfreden; elindeki gaz bidonu fırlayıp salonun camı kırılınca bile, sanki her gösterimde camın kırılması oyunun bir parçasıymış gibi akışı bozmayan; son sahnede pişirdikleri omleti afiyetle yediler sanırım diye düşündüğüm…Ray, Pete ve Ray’in arkadaşının sohbet ettikleri sahnenin, Ray ve Pete’in ikili olarak tüm sahnelerinin, Laura’nın boğulayazdığı sahnenin, bir süre daha kafamda bazı sesleri harekete geçireceklerini sanıyorum.

İkinci Kat, Beyoğlun’daki eski binalardan birinin ikinci katında, mütevazı bir mekan. Biletinizi, daire kapısının önündeki masadan alıp, oyunu iki daire arasındaki kısa boşluğa karşılıklı yerleştirilmis dört sandalyeden birine oturarak bekleyebilirsiniz. Ya da oyundan epey önce gelmişim, İstiklal’in kalabalığında dolaşasım da yok diyorsanız, Barcelona Pastanesi veya geçidin içindeki çayhane tam size göre.

Tiyatro 0.2’nin oyunlarından birini henüz izlemedinizse acele edin derim. Onları seveceksiniz, belki de oyunlarının müptelası olacaksınız. “Bazı Sesler” Aralık ayı boyunca devam ediyor. Ayrıca, 16 veya 23 Aralık’ta “Korku Tüneli”ni de izleyebiliriz hep birlikte, ne dersiniz?

Tiyatro 0.2 nerededir diyorsanız:
İstiklal Cad. Olivio Han Geçidi Sk. Olivio Han. No: 1/2, Galatasaray/Beyoğlu
Galatasaray’dan Tünel istikametine giderken Barcelona Pastanesi’nin olduğu sokakta, soldan ilk bina)

Ve oyunun künyesi :
Yazan: Joe Penhall
Yöneten: Sami Berat Marçalı
Yardımcı Yönetmen: Banu Çiçek Barutçugil
Çeviren : Özlem Karadağ
Oyuncular: Ushan Çakır (Ray), Tarkan Çeper (Ray’in arkadaşı), Ünal Yeter (Pete), Deniz Karaoğlu (Laura’nın sevgilisi), Gülce Oral (Laura)


*Yaşamın Ucuna Yolculuk, Tezer Özlü (YKB Yayınları)

2 yorum:

  1. çok keyifle okuduk yazınızı tüm ekip olarak,sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,
    Yazıyı beğenmiş olmanıza çok sevindim. Diğer oyunlarda görüşmek üzere...Sevgiler

    YanıtlaSil