27 Aralık 2010 Pazartesi

yapmak istiyorum ey hayat!


“Anlıyorum
Yaşam elbette uzun biz duyabildikçe sevgiyi
Yalnızca bunun için uzun
Yani sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da
Örneğin
Bir sevgiyi yontup onarmak için
Döğüsmek de sevgidir”*


Dünyanın bir kısmı Noel tatilinde, işler sakin. Yılın son haftası on iki aydır dolapta, çekmecede, masanın üstünde biriken dosyaları, kağıtları temizleme vakti... Bir kağıdın köşesine yazılıp unutulan notlar, köşe bucak aranıp bulunamayan raporlar gün yüzüne çıkacak. Gelecek yıl için iyi dileklerin sunulduğu e-postalar alınacak/yollanacak, dilekler hayalleri canlandıracak, hayaller bir kaç günlük yanılsamalar yaratacak ruhumuzda, Cumartesi sabah uyandığımızda başka bir hayata uyanmış olmayı umacağız. Biraz keyfimize, biraz kanımızdaki alkol oranına, biraz hayalperestliğimize bağlı ama hadi diyelim Pazartesi sabahına kadar sürecek umutlu bekleyişimiz. Sonra, aynı dünyada, aynı kişi olarak, aynı ritimde bir hayata devam ettiğimizi anlayıp, neyse bir dahaki seneye mi diyeceğiz?

İstediği bir şeyin olup olmayacağını hayata soran ve her defasında özel bir işaretle cevaplandığına inanan kadın;içinde taşıdığı, masallara, sihirli değneklere, peri tozlarına, bir sabah uyandığında herşeyin renk değiştirmiş olacağına inanan ve çirkin yeşil tırtılla, rengarenk narin kelebeğin aslında aynı şey olduğunu bilen çocuğun yanağını okşuyor. Bir yandan ajandamın arasındaki kağıtları ayıklıyor, bir yandan gülümsüyorum.

Hayatın öyle durup beklerken değil ama bir şeyin olması için uğraşırken süpriz yapmayı sevdiğini; pes ettirinceye kadar zorlayıp, tam vazgeçtim derken tuttuğu bütün yolları açtığını biliyorum. Doğum günümden önce yazmayı adet edindiğim “yeni yaşımdan ne bekliyorum?” listemi bu sene hazırlamadım. O zaman yılın yenisiyle yaşın yenisini birleştirip bir “yapmak istiyorum ey hayat!” listesi yazmalı ve içlerinden en çok olmasını istediğim için sormalı “Ne dersin hayat, yerine getirecek misin bu isteğimi?” Eğer cevabın, “Ne istedin de geri çevirdim, elbette vereceğim ama her zamanki gibi biraz uğraş da ikimiz için de keyfi çıksın” diyorsan; o zaman 2011’in ilk haftasında hiç beklemediğim bir şey yap. Mesela çok çok uzun zamandır görmediğim bir dostum çat kapı bana gelsin;ya da yağmurlu bir sabah gökkuşağı çıksın yoluma;ya da dışarının kardan bembeyaz olduğu bir sabaha uyanayım; ya da cebimde senden bir not bulayım... Sen çok iyi bilirsin kendini nasıl anlatacağını ve benim verdiğin cevabı kesinlikle ıskalamayacağımı.


“Ve benim bildiğim kadarıyla
Her şeydir bir insan, her şeydir
Yalandır kısalığı yaşamın
Ve özellikle insan dediğimiz şey
İnançlı bir insan soyunun parçasıysa.”*




Alıntılar:
Şiir* : ”BİLMEZ MİYİM HİÇ”, Edip Cansever
Görseller: 1-The life tree, Gustav Klimt, 1909 2- Avatar filmi web sitesi

Sevgili Okuyucular

Bloğumuz taşınmıştır. Yeni yazılara http://www.rengarenkvesiyah.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Görüşmek üzere..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder