15 Temmuz 2010 Perşembe

Sinema : The Misfits (1961)





Bunaltan Istanbul sıcağını hafifletir diye o cafe senin bu pastane benim diye dolanip durduğum bir akşamın sonunda, artık uyku vaktidir deyip eve geldim. Uyumadan önce ne var ne yok dünyada diye televizyonun kanallarını dolaşırken rastladım The Misfits'e. Allahım nasıl bir saf kadın olmak, nasıl bir göz süzmektir Marlyn Monreo'daki. Şu diyaloga takıldım :




Yeni tanıştılar, bir barda oturuyorlar, arkadaşları da var.
Clark : Lise mezunu musun?
Marilyn : Ah, hayır, ilk okulu bile bitiremedim.
Clark : Ne kadar iyi, bunu sevdim.
Marilyn : Neden?
Clark : Okumuş kadınlar, herşeyi bilirler, her konnuda fikirleri vardır ve çok konuşurlar
(Yani tam bu kelimeler değilse de bu anlama geliyordu.)



Bu diyalogda ise kal geldi.
Bir orman evindeler ve kahvaltı yapıyorlar. Dışardan kuş sesleri geliyor.
Marilyn : Zor olsa gerek, yani kuşların hayatları.
Clark: Neden
Marilyn : Dışardalar ve çok küçükler
Clary hayran hayran bakar..


Kesinlikle keyifle izlemelik bir filmdi. Denk gelirseniz kaçırmayın derim.
Efendim, Wikipedia'dan bu filmle ilgili bir alıntıladıklarım da şöyle:
"Marilyn senaryosunu kocası "Arthur Miller" ın yazdığı 1961 yapımı "The Misfits" filminde çocukluk idolü Clark Gable ile birlikte başrolde oynadı. Film boyunca Monroe'nun psikolojik ve fiziksel sorunları, alkol ve reçeteli hap bağımlılığı, iki sefer yorgunluk ve sinir bozukluğu sebebiyle hastaneye yatırılması ve sete sürekli geç gelmesi nedeniyle çekimlerde çok fazla sorun ve gecikmeler yaşanmasına rağmen, Monroe ve diğer oyuncular gösterdikleri performanslarla eleştirmenlerin ve seyircilerin ilgisini çekti. Ancak film yüksek beklentilere rağmen gişede fazla hasılat yapamadı. The Misfits, aynı zamanda Monroe'nun ve Clark Gable'ın tamamladıkları son film olacaktı. Bu filmden sonra Monroe, kocası Arthur Miller'dan boşandı. Boşanmadan sonra depresyon sebebiyle Payne Whitney Psikiyatri Kliniği'ne yatarak bir süre tedavi gördü."










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder