23 Temmuz 2010 Cuma

Yaşama Baktığımız Yer (2)

“Herbirimizin farklı bir rüya gördüğünü hatırlatmakta fayda var.” Kızılderili AtasözüBugün Seattle’da yaşayan arkadaşımdan, haftasonu izlediği Kızılderili Pow Wow gösterilerinin fotoğraflarını da eklediği bir e-posta aldım (bu fotoğraflardan biri solda). Özgür ansiklopedi Wiki’nin söylediğine göre Pow Wow, Algonquin kabilesinde rüya gören veya şaman demekmiş. Bu Pow Wow gösterileri ise kızılderililerin Amerikan orduları ile savaşmadan önce yaptıkları şaman ritüelini sembolize ediyormuş. Fotoğrafı görünce aklıma ilk gelen, çocukluğumda izlediğim kovboy filmleriydi. Silahlı ama yine de zavallı olan beyazları, gördükleri yerde oklarıyla öldürüp kafa derilerini yüzen, çiftlikleri basıp savaş çığlıkları atan ama filmin sonunda beyaz kahramanın tümünü öldürdüğü kızılderililer... Başka insanlar, başka kültürler, başka hayatlar, kısacası bizim dışımızda olan ve bizim birebir iletişim kurmadığımız herkesle/herşeyle ilgili bildiklerimiz, aslında hep başkalarının anlattıkları değil mi? Ülkelerin yazılı tarihleri, iktidarının bize anlattığı kadarla kalınca; halkların yaşamları/kültürleri bize bunları gösteren/anlatan tek bir kişiyle sınırlı kalınca, ortaya uzun upuzun bir önyargılar listesi çıkıyor. İstisnalar kaideyi bozmaz deyip, genelleyiveriyoruz farklı durumu ve kişiyi de. Oysa, bir ülkenin/bir halkın tarihini sadece yenenlerden değil, yenilenlerden de dinlediğimiz zaman, işte ancak o zaman yaşananları biraz daha düzgün algılamaya başlamaz mıyız? Yüzümüzü sadece bir yöne çevirerek, her yeri gördüm diyebilir miyiz? Boşuna mıdır kavga eden iki çocuğa ayrı ayrı ‘Neden kavga ediyorsun arkadaşınla?’ diye sorulması?

Çocukluğumuzdan bu güne biriktirdiğimiz önyargıların, tek taraflı algıların bitip tükeneceği yok gibi. Üstelik hergün, istemesek de, bunlara yenileri ekleniyor. Çünkü etraftan duyduğumuz her cümle bir şekilde zihnimizin kıvrımlarında kendine bir yer buluyor. Bir gün, Ispanyolca dersinde Kristof Kolomb ile ilgili bir çizgi öykü okuyoruz. Bize de öğretildiği gibi, Kristof Kolomb Amerika kıtasının kaşifidir diyor öykü. Üniversitede siyaset bilimi dersi veren bir arkadaşımız, ‘Burda bir düzeltme yapması gerek miyor mu artık tarih yazanların?’ diye sorduğında İspanyol öğretmene, devamında ne geleceğini anlamamıştım. ‘Yani’ dedi,’Siz keşfetti diyorsunuz da, İspanyollar oraya gittiğinde Amerika’nın yerli halkları uzun yıllardır orda yaşamıyor muydu? Ordaki insanlar mıydı keşfedilen?’ Otuz yıldır, anlamını düşünmeden bildiğim klişe! Kalakalmak. Bir halk için istila, diğer halk için zafer ve keşif!

Önyargılar, karşımızdaki ile aramıza koydugumuz çift yüzlü bir ayna gibi. Herkes sadece kendini görüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder