29 Kasım 2010 Pazartesi

gitmek ve Tezer Özlü

“Kalıplardan kaçmak için gidiyorum. Gitmekten yılmayacağım. Kentlere gitmek, kocalara gitmek, geri dönmek, ülkelere gitmek, tımarhaneye gitmek, gene gitmek, gene gelmek, hiçbir şey yıldırmayacak beni. Yaşamı “gitmek” olarak algılıyorum.”

Güneşli günde de, yağmurlu günde de aynı şiddette, yani diyeceğim havaya bağlı değil bu alıp başımı gitme isteğim. Annemler doğduğum sene, Adana’nın sıcaklarında bunalmayayım diye Toros dağlarında bir yayla evi yaptırmışlar. Çocukluğumdan gelir göçerliğim. Gitmek, yerleşir gibi yapıp toparlanmak, dönmek ve tekrar gitmeyi hayal etmek. Hiç bir yere ve her yere ait olmak... Yolda olmanın yalnızlığı, yalnızlığın kalabalığı...

İstanbul’un bu güneşli kış gününde, ofise kapanmış, yolları hayal ederken aklımdan geçen tam da Tezer Özlü’nün “Yaşamın Ucuna Yolculuk” kitabında yazan şu satırlar :

“Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnız bir yüzey, benim gerçeğimle bağdaşmayan bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin "medeni durum" dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak, ya da sayılmak benim gerçeğim değil. Bu kolay olgulara, siz bu düzeni böylesine saptadığınız için ben de eriştim. Hem de hiç bir çaba harcamadan. Belki de hiç istediğim gibi çalışmadan. İstediğiniz düzene (ayak uydurmak) o denli kolay ki...
...
Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.” (s.75-76)

Geri dönmek için gitmek veya sadece gitmek... Gittiğin yerde de uzun süre kalamamak ve başka yerleri belki de geldiğin yeri hayal etmek. Yerleşikliğinde birlikte yaşadığın insanları, yol boyunca düşüncende taşımak. Bazen gitme isteğimin, hayatın ne olduğu konusuna hala cevap verememiş olmamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Sanki zifiri karanlıkta yürüyorum ve tam olarak ne aradığımı bilmeden, beni bütüne ulaştıracağını umduğum parçaları topluyorum. Durup beklediğimde karanlık soluğumu kesiyor, nefes almak için yürümeye devam etmek zorundayım.

"İnsan çoğu kez her şeyin son bulduğu duygusuna kapılıyor, oysa yaşamın sonsuzluğunu algılayabilmek için bile yeterli değil bir insan ömrü."

2 yorum:

  1. Merhaba, yazi ve fotograf eslesmesi cok etkileyici. Sahane olmus. Gitmek ve "yerlesikliginde"birlikte yasadigin insanlari yol boyunca dusuncede tasimak"...Tezer Ozlu'nun kitabi da tasinmis, fotograf durumu hatta duyguyu traflica anlatan bir fotograf olmus. Yaziyi da cok sevdim. Ancak her ne kadar italik karakterle yazilanin Tezer Ozlu tarafindan yazilmis oldugunu dusunsem de, en alta bir notla bunun belirtilmesi gerektigini dusunuyorum. Dar zamanda hizla okuyan kisinin o yazilarin yazariyla diger yazilarin yazarini birbirinden ayirmasini kolaylastirmak lazim. Bu not gereksiz gorulebilir en azindan baslikta Tezer Ozlu yazisi ITalik yapilsa, acaba asagidaki italiklerle zihin bir bag kurar ve bu ayirim daha mi kolay olur acaba diye duusndum. Yazi dilinde cumleye takildim. Yazi harika yanlis anlasilmasin. Tamamiyle oznel olarak, oznel bir cumleye takildim:))) "Cocuklugumdan gelir gocerligim" yani bu cumle bence yazinin degerine bir sey katmamis. O olmadan da ben dogumun hemen ardindan yaylaya gitmeyle gocerlik duygusu arasida bir bag kuruyorum zaten. Ustelik bu ulkedeki insanlarin kadim zamanlardan bu yana surekli hareket ve gocer oldugunu bildigimizden, fiziksel hareketle ruh gocerligi arasindaki bu baglantinin bu kadar dogrudan olmasi, bu cumlenin; klise ifade olarak gorulme ve diger derinlikli cumleleri ("zifiri karanlikta topluyorum..umdugum parcalari..") golgeleme ihtimalini artiriyor. Goruslerim budur efendim, tesekkurler, sevgilerle Nurdan

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,
    Değerli eleştirileriniz ve beğeniniz için teşekkür ederim. Alıntılara not düşme alışkanlığım zaman içerisinde oturacak sanırım. Yazı karakterinden ve blog görsel yapısından dolayı, italik ve düz yazı bir birinden net ayrılamıyor sanırım, o yüzden daha fazla dikkat etmeliyim alıntıları notlamaya.
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil