1 Kasım 2010 Pazartesi

kolay gelsin tez bitsin

Uykuya dalmak üzereyken zamanda yer değiştiriyorum sanki. Şimdiyle hatırlayabildiğim geçmişim arasındaki zamanda bilincim sek sek oynuyor. Unuttuğum bir görüntü, yıllardır hiç duymadığım bir tekerleme, düşünüp bulamadığım isimler, gittiğim yerlerin öylesine baktığım sokakları, tencereden taşan süt, tam üstüne basacakken görüp çığlık attığım yaşlı kurbağa, bir yandan şakalaşıp bir yandan ritmik hareketlerle sepet ören kadınlar, siyah beyaz grundig televizyonun evden gidişi; iğdeli yolda telaşsız yürüyen yürürken de sanki farkına varmazmış gibi kolları bir birine usulca dokunan esmer kızla kumral oğlan; küçük kardeşin, bir haftalık tatile gelen ablası için aldığı çikolatayı verirken ki gözleri; dağda bir ateş, yumurtadan çıkan sarı civciv... Evin en sevdiğim yeri: yatağım.

Dün gece uyumadan az önce, sürekli “kolay gelsin tez bitsin” diyerek, koşmadan ama hızlı adımlarla, odanın kapısından örgüye başlayan annesine doğru yürüdü biri. Tam üç kez, kapıdan sedire... İyi ki bu gece başladın, yarın Salı. Yarın başlasan, sen zaten çok yavaş işliyorsun, bir de sallanacaktı. Ceplerinin üstüne çiçek de yapar mısın?

Hamiş: Bir kaç yıl önce, ‘kolay gelsin tez bitsin’in devamının da olduğunu öğrendim.
‘Kolay gelsin tez bitsin. Elin kuş, kıçın taş olsun’ :)

2 yorum:

  1. Yazi beni dogrudan cocukluga goturdu, sahane gorsellestirmeye olanak veren bir uslupda yazilmis. Gorsel de cok hos olmus, katman katman cocukluk anlari ustuste ama ayni zamanda da yanyana. Yine bir soru, bu gorselin kaynagi nedir? Tesekkurler Nurdan

    YanıtlaSil
  2. Yorumunuz için teşekkür ederim. Fotoğraf bilgisayarımda beğenip kaydettiğim görsellerden, kaynağından emin olamadığım için yazmadım. Eğer hafızam yanıltmıyorsa, Mars yüzeyinden bir kare, NASA arşivinden.
    Sevgiler

    YanıtlaSil