26 Ocak 2011 Çarşamba

pencere

Sevgili Okuyucular

Bloğumuz taşınmıştır. Yeni yazılara http://www.rengarenkvesiyah.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Görüşmek üzere..







“Kim yalnızlık içinde yaşar, ama yine de bazen insan arasına karışmak isteğini duyarsa, kim günün değişik zamanlarını, havadaki, iş durumundaki vb. değişiklikleri dikkate alarak fazla güçlük çekmeden tutunabileceği rastgele bir insan kolu görmek isterse, sokağa bakan bir pencere olmadan uzun süre yaşayamaz.”*

Aysız, yıldızsız, kapalı bir gökyüzü var bu gece. Sokak lambalarının turuncu ışığı gökyüzüne yansıyor. Adam piyanonun tuşlarına tutkuyla dokunuyor**. Şehrin şantiye semtlerinden birindeyim. Pencerenin sağında, dış boyası yazın yenilenen beş katlı eski bir bina; solundaysa ne zaman başladığını bilmediğim ama üç senedir içine tek bir ustanın girmediği ev inşaatı var. Onların arkasında, yüksek bloklar, güvenlikli siteler, aralara serpiştirilmiş yeni inşaatlar, evler, yollar ve insanlar… Uzaktaki evlerin arasından geçen eğimli, dar sokağın tepesinden aşağıya hızla inen arabaların farları, kayan yıldızlara benziyor. Sağdaki inşaatın sağından, çift gidiş gelişli ana cadde geçiyor. Bu, tüm mahalleyi boydan boya geçen, arabaların hız kesmeyip kedi köpek yavrularını ezdiği, insanları da eze yazdığı bir cadde… Görebildiğim iki ucunda, karanlıkta daha da irileşen, iki tane yüksek gerilim hattı direği var. Apartman tarlasında yolunu şaşıran bir kaç kargayı korkutmak için dikilmiş, demir korkuluklar... Gözün gördüğü hiçbir yerde, apartmanların bahçelerine serpiştirilen, bodur ağaç fidanları dışında, tek bir ağaç yok. Köpek sürülerinin sabaha kadar sokakları dolaşıp, bir zamanlar işaretledikleri ağaçları aramalarına bakılırsa; burası binalarla dolmadan önce belki de bir koruluktu. Sokağın başında, beyaz bir servis minibüsü durdu. Zayıf, başını omuzlarının arasına çekmiş bir adam indi içinden. Sigarasını yaktı, hızlı adımlarla gözden kayboldu. Şimdi aynı yerde, ağacını arayan dört köpek…

“Bir ara pencere camında kendime baktım
Baktım ki, ben Ruhi Bey
Nasıl olan Ruhi Bey
Daha nasılım.”***


*Sokağa Bakan Pencere, Kafka
***Ben Ruhi Bey Nasılım, Edip Cansever

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder