21 Ocak 2011 Cuma

“Yakındoğu’da İhanet” Galata Perform’da

“Human being are members of a whole,
In creation of one essence and soul.
If one member is afflicted with pain,
Other members uneasy will remain.
If you've no sympathy for human pain,
The name of human you cannot retain”*

Sevgili Okuyucular,
Blogum bugün itibariyle www.rengarenkvesiyah.com adresine taşınmıştır. Yazılarımı yeni adresten yayınlamaya devam edeceğim.
Yeni yerimizde görüşmek üzere

Bu hafta Istanbul, kış ortasında günlük güneşlik. Biz aldanmaya dünden razı insanlar, fırsat bu fırsat deyip bıraktık kendimizi parlaklığa, maviye, toz pembe hayallerimize. Her çağda, her ülkede yaşam ağır gelmiştir birilerine elbette. Ama ben yaşadığım yılları, ülkeyi, dünyayı bilen olarak, arada bir aldanışa bırakmasam kendimi; güneşin parlaklığını eşyanın parlaklığı, insanın aydınlığı sanmasam, soluksuz kalıp ölmekten ya da aklımı yitirip divane olmaktan korkar oldum.

İnsanın durup kendine ve yaşadığı zamana baktığı, gerçekle gözgöze geldiği anlar, yaşamın karadelikleridir. Tüm enerjiyi soğuran, içine düşünce dönüşeceğiniz, karanlık, güçlü bir hiçlik... Biliyordum, bu akşam ne güneşin enerjisi, ne de zamana ve şehre yabancılaşmak için Galata’da saatlerce dolaşmak işe yaramayacaktı. Çünkü bu akşam, “Yakındoğu’da İhanet”in içinde, göz göze gelip, tükenerek dönüşmeyi seçmiştim,.


Özen Yula’yı okuyanlar bilir melodik bir yazı dili vardır yazarın. Okurken, seçtiği kelimelerden çıkan müziği, kelime değişse tınının değişeceğini anlayacak kadar net duyarsınız. Yormayan, sade, katmanlı ve etkili bir dil... İlk kez okuyorsanız, cümlelerin akıp gittiği bu keyifli okumada neyin etinizi çimdiklediğini, iç organlarınıza kimin tırnaklarıyla çizikler attığını hemen anlamayabilirsiniz. Hatta kitap bittikten sonra duyduğum müzikten geriye kalan acı da neyin nesi dersiniz. Ancak dikkatli okur, o müziğin kulakta ve kalpte başka duyulduğunu fark eder. Duyduğu acı, yazarın, başkalarının acılarından bize ulaştırdığıdır. Dışlanmışlık, başkalık, toplumun yükledikleri, iktidar, insanın insanlıktan çıktığı haller, sıradan insan halleri, görmezden geldiklerimiz, her gün sokakta yanımızdan geçen kadınlar adamlar çocuklar, ülke ve dünya dertleri... Şen tınıların altında akıp giden pis kokulu deredir midemizi buran. Görmezden gelmenin utancı, bir şey yapamamanın çaresizliği, geleceği düşününce hissedilen umutsuzluk tırnaklarını geçirir etimize.

“Yakındoğu’da İhanet”i izlerken tanıdık coğrafyalarda, tanıdık insanlar, tanıdık kelimeler, tanıdık ölümler, tanıdık acılarla yüzleşeceksiniz. Ne kadar acı verse de insanın kendiyle ve yaşadığı yerle yüzleşmesi iyidir. Kendi adıma, içimde biriken iltihabı katılaşmadan akıtmanın yoludur bu. Oyundan sonra metinden kelimeler dönüp duruyor zihnimde. İç organlarımda tırnak izleri… Yakındoğu’da doğmuş herkes gibi hayatın acı olduğunu, tesadüfen yaşadığımı ve tesadüflerle lutuflar arasında bedenimi hırpalamadan yerleştirecek bir alan açmak için çırpınıp durduğumu, ne yazık ki bundan sonra da nereye gidersem gideyim buralılığımı yanımda taşıyacağımı kavrıyorum, bir kez daha. Bir kadeh şarap etimin sızlamasını, “Pazar Sabahı Klasikleri” de beynimdeki uğultuyu azaltacak. Dinlenmeliyim, çünkü yarın, Yakındoğu’da yeni bir sabah kendini tekrarlayacak.

Yazarın, "Yakındoğu" üçlemesinin ilk oyunu olan "Yakındoğuda İhanet"i, Melis Tezkan ve Okan Urun’den oluşan "biriken" topluluğu (http://www.biriken.com/), video ve oyuncunun birlikteliği olarak tasarlamış. Galata Perform’da (http://www.galataperform.com/) sahnelenen “Yakındoğu’da İhanet”i, Ocak ayında izleyemedinizse; Şubat ayı gösterimlerini kaçırmayın derim.

Ve, oyunu izleseniz de izlemeseniz de, ara sıra açıp okumak, kim olduğumuza ve nerde yaşadığımıza dair düşünmek için oyun metni kütüphanemizin bir köşesinde durmalı, kanımca.


Hamiş: Pazar Sabahı Klasikleri’nin içindeki müziklerden kısa bölümler dinlemek isterseniz:

* Fars edebiyatının en iyi şairlerinden biri olarak kabul edilen Saadi Şirazi (1184-1283)'in bir şiirinden alıntıdır. Maalesef şiirin adını bulamadım.

Görseller: Galata Perfom'un web sitesi ve Google Image'den

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder